Bir anne en çok ne diye haykırabilir? “Söyleye söyleye dilimde tüy bitti yahu! Toplayın şu odanızı aa.” Peki, ya bir öğretmen? “Söyleye söyleye dilimde tüy bitti çocuklar. Vaktinde getirin şu ödevleri evladım aa.” İnsan da üzülmüyor değil. Gerçi konumuz da bu değil. Peki, buradaki bitmek, tükenmek anlamında m’ola?
Elimiz değmişken “bütün” kelimesine de bakalım. Eski Türkçe büt- fiilinden türeyen kelime; nihayete ermiş, tamamlanmış anlamlarını taşıyor. Hatta ilginçtir, Kaşgarlı’nın Divân-ı Lügâti’t-Türk’ünde şöyle bir ifade var: Çin bütün kişi. Tamamen güvenilir kişi. Yine Ahmed Vefik’in Lehçe-i Osmanî’sinde bütünlemek, noksanı ikmal etmek anlamında karşımıza çıkıyor. Başlarda “bitün” olarak telaffuz edilen kelime, zaman içinde “bütün” şeklini almış.
Hadi bir kelime daha: Bitki. Bit+gu olarak başlarda bizi selamlayan bu kelime, sessiz tefekkürcülerin zamanla adı oluvermiş, yani bitkilerin. Topraktan biten, toprağa kökleriyle sımsıkı tutunan, büyüyen. Nebat. Sonbaharda sarararak veda eden. Bu anlamı da benden. Bütün ve bitki kelimeleri akraba çıktı, iyi mi?
Bıçkıyı bilir misiniz? Bilmez misiniz? Yoksa siz o şiirdeki şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin insanı mısınız? Tarladan hayvanlar için ot biçip getirilir. Bıçkı da bu işe yarayan kesici bir alet. Bıçakla aynı kökten türeme. Bunun bir başka versiyonu da biçki. Kaşgarlı diyor ki eğer bıçakla ya da bıçkıyla bir şeyi kestiyseniz ona “bıçuk” deriz. Anlamı da herhangi bir şeyden kesilen parça. Yine aynı maddede bir şeyin yarısına da bıçuk denilir, ifadesi yer alıyor. Biz zamanla kelimenin ilk anlamını terk edip ikinci anlamına yoğunlaşmış olmalıyız ki bugün buçuk kelimesi, yarım anlamını taşıyor.
Nereden nereye? Bitkiyi ve bütünü aynı kökte buluşturduğumuz yetmediği gibi bir de o bitkiyi bıçkıyla biçtirdik. Bıçkı kesti bıçuk oldu. Bıçuk söylene söylene, istemeye istemeye oldu mu sana buçuk? Bundan sonra her ne vakit bu kelimeye denk gelirseniz, burnunuza taze biçilmiş ot kokusu gelsin. Bıçkının kokusu, ot kokusuna denktir çünkü. Ot kokusu da Anadolu’da anne kokusuna. Buçuk da bıçkıyla akraba olduğuna göre... “Bıçkıda pişer, buçuğa da düşer.” demiş bir kurgucu. Dünyanın ufacıklığını da göz önünde bulundurursak, omuz omuza yürümemiş kelime yoktur ne de olsa. Konumuz dışı bir kelime yazıversek buraya, aynı gökyüzü altında konuşulmalarından sebep akraba çıkarıveririz. Vesselam.