GÜRCİSTAN

Her yola gidilmez, gideceğimiz yol davasını verdiğimiz İslam’ın yolu olmalı. Her yola gidilmeyeceği gibi her önümüze gelen ile de yola çıkılmaz. Bir Arap atasözü der ki: Evvel refik bade’t-tarik. Yani önce yoldaş sonra yol. Önce yol arkadaşımızı iyi seçmemiz sonra çıkacağımız yola bakmamız gerekir. “Yol arkadaşını iyi seçmeli insan; seçmeyenlerin çoğu yol yorgunu” ifadesi bu anlamda çok doğru bir kelamdır. Nitekim eğer yol arkadaşımız sağlam, güvenilir, vefalı, sözünden dönmeyen ve en önemlisi de aynı davaya hizmet ettiğimiz birisi olursa yolumuzda istikrarlı bir şekilde ilerleriz. Yolda karşımıza çıkan engeller, zorluklar olacaktır elbet, bize düşen hemen pes etmemek, o engeli aşmak adına çözümler üretmeye bakmaktır. Karşımıza çıkan ilk engel yüzünden yolumuzdan vazgeçersek daha sonra tutacağımız yollarda da aynı şekilde karşılaştığımız ilk engelde psikolojik olarak vazgeçeceğiz ve hep başarısız olacağız. Bize düşen, “Gayret ve sabır başarı getirir.” düsturunu çıktığımız yolda gereğince uygulamaktır. Korkarak ümitsizliğe düşerek ilk engelde geri çekilmek bizlere yakışmaz.

UGANDA

Hayat, yollar ve konaklamalar ne kadar kötü olursa olsun, gidilmesi gereken bir yolculuktur. Yolculuk asla bitmez. Her zaman büyüme, gelişme, sıkıntı olacak. Bazen size varış noktanız hakkında çok şey öğreten yolculuktur. Keyfini çıkarın ve her gün daha iyi olmaya çalışın. Yaptığınız işe olan tutkunuzu ve sevginizi kaybetmeyin. “Bazılarımız sonsuza kadar başka hâller, başka yaşamlar, başka ruhlar aramak için seyahat ederiz.” diye bir söz okumuştum, o yolu bizim için bir başkası yürüyemez. Kendimiz seyahat etmeliyiz. Uzak değil, ulaşılabilir. Belki de doğduğumuzdan beri bu işin içindeyiz ve bilmiyorduk.

O yol belki de her yerdedir suda ve karada.

ARNAVUTLUK

Yol kelimesini her zaman beni ileriye taşıyan bir şey; yolu ise yarın beni neyin beklediğini bilmediğim bir gizem olarak algılamışımdır.

Hayat sizi yere seren, yükselten ve çok yükseğe çıkaran hatta belki yeniden düşüren bir yoldur. Gücü ve sabrı olan çok şey başarır. Hiçbir şey kolay değildir. Hayatta seçtiğimiz yol için çaba sarf etmemiz lazım, hayat kısadır ve mutlu hissettiğimiz şekliyle yaşamak iyidir. Pozitifliği bulmaya çalışmak, daha ahlaklı aileler kurmak ve etrafımızdaki insanları seçmek yapabileceğimiz en iyi şeydir çünkü onlar yolumuzun bekçisi olacaklar. Yolumuzda güzel ve güçlü dostluklar oluşturalım. İyi ilişkileri mahvetmeyelim çünkü iyi bir arkadaş aramak uzun zaman alır. Hayat yolundaki engellerde dostluk ve sevgiye dayalı ilişkiler oluşturmak çok zordur ama onları yok etmek çok kolaydır. Hayat yolu çok geniştir. Bu yol birçok şeyi içerir, ayrıca her birimizin mutlu yaşamayı hak ettiğini asla unutmamalıyız. Ve her şey seçtiğin yola bağlı!

AFGANİSTAN

Yolun kelime anlamı; karada, havada, suda, bir yerden bir yere gitmek için aşılan mesafedir. Yollar kişilere göre umuttur, sevinçtir, gözyaşıdır, ayrılıktır. Yollar hem insanları uzaklaştırır hem yakınlaştırır. Yol bir anlamda hayatı da sembolize eder. Yeni doğan bebek gözlerini yeni hayata açmıştır, yolun başındadır ve hiçbir şeyden haberi yoktur. Ve bu insan hedeflerine, amaçlarına ulaşmak için hayatı boyunca yollarda koşup durur. Âşık Veysel’in dediği gibi: Uzun ince bir yoldayım. Burda yol; hayat, dünya anlamında kullanılmıştır. Dinimiz açısından da yol kelimesi önemlidir ve doğru yol kelimesi üzerinde epeyce durulmuştur. Allah (c.c.) apaçık, dosdoğru ve hak yolda olmamızı emretmiştir. Birçok şair ve yazar da doğru yolu seçmenin önemine vurgu yapmıştır. Mevlana’nın yolla ilgili şöyle bir sözü var ve bizim açımızdan çok kıymetli: “Bu yolda uğraş, çabala, son nefese kadar bir an bile boş durma! Olabilir ki son nefeste bir dem inayete erişirsin. O inayet de seni sırdaş eder.” Bir yolumuz yoksa varabileceğimiz bir yerimiz de yoktur.