bİr
DİYAR
Rumeli
Rumeli, bilad-i İslamiye’dir ve Müslüman Türk’ün mutlaka ama mutlaka gezip görmesi gereken müstesna yerlerin olduğu bir coğrafyadır. Özellikle Kosova’nın tarihî şehri olan ve kültür sanat açısından da önemi bulunan Prizren’de ve Osmanlı yadigârı Saraybosna’da yer alan pek çok kalıcı eser Türk-İslam kimliğine yönelik önemli unsurlardır ve hâlâ yaşamını sürdürmektedir. Dolayısıyla her biri tarihî belge hüviyetindeki bu eserler arasında gezinirken tarihte yaşanmışlıkların seslerini ve kokusunu duymamak işten değil. Tarih bilinci ve kimlik inşasında iyi bir yolculuktur Rumeli.
bİr
SEYAHAT
Umre ve Hac
Allah (c.c.) insana insandan tecelli eder. Umre veya hac görevini ifa ederken de bütün insanlıkla karşılaşıyorsunuz. Âdeta mahşerin bir provası yaşanır orada ve zordur. Bütün o zor şartlar içinde bir dedeyle karşılaşırsınız ve o size öyle bir bakar ki bütün o zorlukları unutuverirsiniz bir anda. İşte o an insanın insana umut olduğunu, yurt olduğunu hatırlarsınız. Ayrıca umre ve hac esnasında inanılmaz tesirli hâller yaşanır: Vecd hâli, yakin hâli, sekine hâli, haşyet hâli, hayret hâli, takva hâli, huşu hâli... Bu hâller de deccal olarak nitelendirdiğim “matriks sendromu” içerisinden bizleri çıkarır ve uyandırır.
bİr
KİTAP
Siddhartha
Siddhartha, Hermann Hesse’nin Doğu’nun gerek edebiyatı gerek mistisizminden esinlenerek kaleme aldığı bir romandır. Hesse, bu kitabında dünyanın geçiciliğini konu edinir. Eserin baş kahramanı Siddhartha’nın hakikat arayışı, bu hakikate bağlı olarak dönüşümü ve bilgeliğe ulaşma serüveni anlatılır. Bu süreçte Siddhartha, iç dünyasının sırlarını keşfedebilmek ve ruhsal bütünlüğe ulaşmak için egosu yani nefsiyle mücadele eder ve yener. Romanın son bölümünde salcının Siddharta’ya verdiği mesajı “Yeryüzünde bulunanların hepsi fânidir. Azamet ve kerem sahibi Rabbinin zatı ise bâki kalır… Göklerde ve yerde bulunan herkes O’ndan ister. O, her an yaratma hâlindedir.” (Rahmân, 55/ 26, 27, 29) ayetleri ile beraber tefekkür edersek mana çok daha zenginleşir. Hesse, keşke Rahmân suresini ve bu ayetleri bilseydi ve keşke Kur’an-ı Azimüşşan ile müşerref olsaydı Allahu âlem…