Ayaküstü Sorular

“Ömür dediğin…” diye başlayan cümleyi nasıl tamamlarsınız?

Ömür dediğin, geçiyor. Geç kalıyor. İnsan.

Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey…

Sevgi, muhabbet, kalp.

Bir koku var sizi çocukluğunuza götüren, o koku nedir?

Gül lokumu. Hâlâ çok severim, iki bisküvi arası.

Şimdiki mesleğinizi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz?

Şimdiki mesleğimi yapmak için istediğim birçok şeyden vazgeçtim. Yine de belki, tiyatro. Kekeme bir Hamlet, ya da.

O kitabın/öykünün kahramanı sizi neden çok etkiledi?

Hikmet Benol, Tehlikeli Oyunlar. “Aa,” dedim her okuduğumda, “bu ben!” Sonra baktım ki öyle olmaklar bana yetmiş, mezun oldum.

Özlemek deyince aklınıza ilk gelen?

Yufka ekmeği kokusu. Oğlumun saçları öyle kokuyor. Neden, bilmem.

Hayatınızda “bu benim kırılma noktam” diyebileceğiniz bir ânınız?

Gogol’ün öykülerini okumuştum ilk kez, sonra ilk kez öykü gibi bir öykü yazdım, “Gogol ile Nasıl Tanıştım?” diye. Yıllar önce. Yıllar sonra, baktım, yazar olmuşum.

Tarihte bir olaya şahitlik etme imkânınız olsa hangi olayı seçerdiniz?

Rebiülevvel ayının çok sıcak bir pazartesi günü. Medine’de. Yolunu bekleyenler arasında olmayı.

Cevabını çok merak ettiğiniz bir soru...

Uyku olmasa, daha fazla yaşayabilir miydim? Daha fazla yazabilir miydim? (Rüyalar olsun ama.)

Kederlendiğinizde yaptığınız şey?

Yürümek ya da uyumak. Hayata kısa bir ara gibi. Geçelim, geçmiyor da gibi.

Hayatta rafa kaldırdıklarınız?

Çok şey, ama ara ara o rafı boşaltıp çöplüğe gidecekleri de ayırmalı. Raf çökerse, döndük başa.

Ruhunuzda iz bırakan biri?

Her sözü başka güzeldi, bambaşka: “Başkasına üstünlük taslamak için okunan kitap, şifa niyetine içilen zehir gibidir.” demişti mesela.

En sevmediğiniz özelliğiniz?

Erteliyorum, kendimle ilgili her şeyi. Başkası mutluysa mutluyum ama kendim bir başkası olsa da onu da mutlu etsem, keşke. Zaman zaman.

Ruhunuz nereli?

Şehirli. Sokaklı. İnsanlı. Ama en çok, yazmaklı.

Gözünüzü kapattığınızda duyduğunuz/duymak istediğiniz o ses?

Çok eskilerden, belki de daha dün, kalabalıklar ama tek bir sesten sanki, ululardan ulu ozanların mısralarını meşk ediyorlar.

Geçerken gördükleriniz...

İnsana bu ömür armağan edilmiş. Muhabbet olmalı, duyuş olmalı, tatlı dil olmalı, güler yüz. Sevmeden hiçbir şey yapılmamalı. Sevmeden, olmaz tüm olmayanlar zaten. Severek bakmalı, gördüklerimiz onlardır sade, bize kalan.

Bir notunuz var mı?

İnsana Hiç Rahat Yok Kendinden, çok güzel bir kitabın adıdır, aynı zamanda hep hatırlanmalıdır. İnsan kendini, en çok da kendinden, sakınmalıdır.