“Ömür dediğin…” diye başlayan cümleyi nasıl tamamlarsınız?
Ömür dediğin bir buluttur, Zarifoğlu’nun dediği gibi. “Geçiyor bulut, geçen ömürdür.” demiştir o.
Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey…
Dostlarıma, kedilerime, şiire duyduğum aşk.
Bir koku var sizi çocukluğunuza götüren, o koku nedir?
Sobada demini almış ıhlamur çayı kokusu. Rahmetli babam her kış sabahında bu kokuyla tüm evi uyandırırdı.
O kitabın/öykünün kahramanı sizi neden çok etkiledi?
Lermontov’un Zamanımızın Bir Kahramanı adlı romanındaki Peçorin karakteri beni çok etkilemiştir. Ayrıksı kişiliği ve yaşadığı hayat sebebiyle duygusuz biri olmak zorunda kalması şeklinde özetleyebilirim.
Özlemek deyince aklınıza ilk gelen?
İnsan hayatındaki eksiklere odaklanıp olmayanı özlüyor ama ebeveyn kaybından sonraki özlem çok temel, çok güçlü bir özleme biçimi.
Hayatınızda “bu benim kırılma noktam” diyebileceğiniz bir ânınız?
Hastalıktan sonra yaşadığım değişim sebebiyle açık kalp ameliyatımı söyleyebilirim. Kalbî bir değişim geliyor çünkü arkasından. Şifanın size gelme biçimlerine odaklandığınızda birçok kaynak keşfedebiliyorsunuz.
Şimdiki mesleğinizi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz?
Mesleğimi çok seviyorum, doğru bir seçim yaptığıma inanıyorum.
Tarihte bir olaya şahitlik etme imkânınız olsa hangi olayı seçerdiniz?
Hayatım boyunca o kadar çok tarihî ana şahitlik etmiş gibi hissediyorum ki zaman makinesi olsa Veda Hutbesi’ni dinlemek isterdim.
Cevabını çok merak ettiğiniz bir soru...
İyi şiirlerin, has şairlerin kıymeti ne zaman bilinecek?
Kederlendiğinizde yaptığınız şey?
İçime kapanırım, yalnız kalmak isterim.
Hayatta rafa kaldırdıklarınız?
Birçok şeyi kolayca rafa kaldıramam fakat bana negatif hisler veren her şeyi ve herkesi rafa kaldırmaya çalışıyorum.
Ruhunuzda iz bırakan biri?
Sevgili babam. Yirmi üç yaşındayken kaybettim, çok farklı bir güzelliği vardı. Ona benzeyen birini hâlâ görebilmiş değilim.
Ruhunuz nereli?
Ruhum sıklıkla yerini arar, yerini kendi kazar ve bulur.
Gözünüzü kapattığınızda duyduğunuz/duymak istediğiniz o ses?
Doğaya ve doğala ait olan her ses beni sakinleştirir.
Geçerken gördükleriniz...
Geçerken genellikle geçiyor olduğumuzu unuturuz. Etkiye çok açık biçimde, gördüklerimizi sahiplenir veya dışarıda bırakırız. Dünya bir geçiş yeri ve bunu bu kadar sık unutma hâlimiz beni şaşırtıyor. Hafif adımlarla, güzelce geçmeyi çok istiyorum.
Bir notunuz var mı?
Uzun zamandır düşünmediğim, hissetmediğim şeyleri bu sorularla bana hatırlattığınız için çok teşekkür ederim.