Şeker Henry’nin İnanılmaz Öyküsü

EMİNE KAPLAN

Roald Dahl’ın aynı adlı öyküsünden uyarlanan bu kısa filmin kahramanı Henry Sugar, hayatı boyunca hiç çalışmamış, ailesinden kalan servetle yaşamını sürdüren çok zengin bir adamdır. Henry Sugar, bir gün arkadaşının kütüphanesindeki kitapları incelerken gözüne bir kitap takılır. Kitapta gözlerini kullanmadan gören bir adamın yaşadıkları anlatılır. Mistik bir deneyim sonucunda yıllar sonra böyle bir özelliğe sahip olan bu adam sirkte gösteri yaparak hayatını kazanmaktadır. İnandırıcı olması için de gösteriden önce doktorlara gözlerini bağlatır. Bu durumdan oldukça etkilenen doktorlardan biri de bu ilgi çekici hikâyeyi kaleme alır. Yönetmen, filmin bu noktasında hikâye içerisinde hikâye anlatısını ustalıkla kurmuştur.

Bulduğu bu kitap Henry Sugar için büyük bir nimettir. Daha çok zengin olabilmek düşüncesiyle, gözlerini kullanmadan gören adamın yaptıklarını aşamalı olarak yapmaya başlar. En baştaki amacı iskambil kâğıtlarını kapalı hâldeyken görüp daha fazla para kazanmaktır fakat yaptığı yogalar ve yıllarını alan meditasyon süreçlerinden sonra Henry Sugar, artık kitabın ruhsal ve zihinsel olarak değiştirip dönüştürdüğü bir kişi olur. Parayı hedef olarak görmekten vazgeçer ve kazandığı paralarla çocuklar için hastaneler ve yetimhaneler açtırır.

Filmde kullanılan renkler ve mekân tasarımı, Wes Anderson sinemasında aşina olduğumuz tonlarda karşılıyor bizi. Her karakterin kameraya bakarak konuştuğu ve hikâyeyi “dedi, söyledi” şeklinde devam ettirdiği kısımlarda dördüncü duvar yıkılıyor. Konunun muhatabı olan seyirciyle yani bizlerle birebir iletişim sağlanıyor. Yönetmenin böyle bir anlatım yöntemi tercih etmesinin sebebi hâlihazırda yazılı olan Roald Dahl öyküsünün aslına sadık kalınarak aktarılmak istenmesi olabilir. Filmde bir oyuncuyu birkaç farklı karakterde birden görüyoruz. Bu da anlatılan öyküyü bir tiyatro oyunu havasına büründürüyor. Sinema sanatının yönetmene tanıdığı imkân genişliği ortaya böyle etkileyici bir iş çıkmasını sağlıyor. Kurguda bizi karşılayan ince işçilik film boyunca dikkatimizi ve ilgimizi çekmeyi başarıyor. Görmek üzerine kurulu olan filmde gördüklerimiz bizi derin sorgulamalara sürüklüyor. Hikâyenin akışında tanık olduğumuz sahne değişimleri de yönetmenin kendine has üslubunu eşsiz bir şekilde yansıtıyor.

Gözlerini kullanmadan görmek için uzun odaklanma süreçleri yaşayan ve egzersizler yapan Henry Sugar, aslında bir şeye tam olarak odaklanmanın ne kadar zor bir süreç olduğunu da göstermekte izleyiciye. Bir fikre, bir insanın yüzüne, bir hayale odaklanmak ve zihnindeki düşünceleri tek bir noktada toplamak oldukça zorlayıcıdır. Bunu başardığında çok fazla para kazanan kahramanımız günün sonunda ne yazık ki bu denli bir servetin içerisinde kendini mutsuz hissetmektedir. Filmde klişe bir tabir olarak para mutluluk getirmez sözü, bir anlamda sinematografik bir zeminde yeniden işlenmektedir. Para tek başına bir araç olarak mutluluğu satın almayabilir fakat Henry Sugar hayır kurumları yaptırarak yaşamını değerli hâle getirme uğraşındadır. 63 yaşında öldüğünde ondan geriye çocuklar için yapılmış hastaneler ve yetimhaneler kalmıştır.

İnsan bu dünyada bir iz bırakma uğraşındadır. Diğer insanlara faydalı olma düşüncesi iyi insan olmanın yegâne şartıdır. Hangi yol tercih edilirse edilsin yolun sonunda ulaşılan nokta hayra vesile olunan bir konumda olmalıdır. En başında bir yogiyi bulmak için yola çıkan, onun öğrencisini gizlice takip ederek yerini tespit eden gözlerini kullanmadan gören adam, Henry Sugar için bir yol olmuştur. Bir yol açmıştır. Nihayetinde, insanlara yardım etmeyi tercih eden Henry için başlangıç noktası, yeterince odaklandığında her şeyi görebilirsin, diyen adam olmuştur. Filmin yoga, meditasyon ve mistisizmle ulaştığı nokta insanın varoluş amacını keşfettiği noktadır. İnsan, doğaüstü güçlere de sahip olsa önemli olan bu gücü ne uğrunda harcadığı olacaktır. İyilik yapmayı tercih etmekle bencilce davranıp kötülüğe sebep olmak arasında ince bir çizgi vardır.

Filmin yıldız oyunculardan oluşan kadrosu, orijinal müzikleri ve akıştaki masalsılık bir sinema seyircisi olarak beni ilk dakikadan filmin içerisine dâhil etmeyi başardı. Bittiğinde zihnimde kalan soru işaretleriyse derin bir düşünce serüveninin kapılarını araladı. Sinema tarihinde önemli bir yeri olacağına inandığım bu film, dört farklı kısa hikâyeden yalnızca biri. Roald Dahl’ın birbirinden farklı hikâyelerini bir seri şeklinde çeken Wes Anderson’ın diğer filmleri de görülmeye değer.

Film Künyesi:

2023 / 37dk / Komedi, Dram

Orjinal Adı: The Wonderful Story of Henry Sugar

Yönetmen: Wes Anderson

Senarist: Roald Dahl

Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Ralph Fiennes, Ben Kingsley