SİZİN ÖMRÜNÜZ KAÇ SANİYE
Dursun Ali Tökel
Eğer okuma eylemimiz bizi zenginleştirmiyor, az evvelden daha farklı kılmıyor, hayata ve insana dair yeni güzelliklerin kapısını açmıyorsa okumak Yunus Emre’nin deyişiyle “kuruca bir emek”tir.
Lüksün, konforun ruhları esir aldığı bir dünyada, ruhun insanı kemale erdirecek zerre kadar takati kalmıyor. Eşyaların hâkimiyetinin olduğu yerlerde ruhlarımızın, ruhaniyetlerimizin adı bile anılmayacak.
İnsan denen her bir canlının yegâne-biricik ve eşsiz olduğunun inkârına dayandıkça biz, gençleri anlamamaya devam edeceğiz.
Sevgimiz, bir gün bizi En Sevgili’nin yanı başına ulaştırmayacaksa sevmenin bize bahşedeceği lütuf ne olacaktır?
Allah, her peygamberi kendi devrinin en önemli teknik, teknolojik, anlatısal ve revaçta olan uğraşları neyse o özelliklere, hatta ondan çok daha üst özelliklere sahip bir donanımla göndermiştir.
Varlığımızı korumak için varlıklarına sarıldıklarımızı var edeni hesaba katmadan var olacağımızı mı zannediyoruz?
Eğer bilgi insanda bilince dönüşüyorsa bu büyük bir lütuftur, yok eğer bilgi olarak kalıyorsa onu taşıyan sadece hamallık yapıyor demektir.