Dijital Göçmen / Dijital Yerli

Dijital teknolojiler, insanlığın müşterek hikâyesinin bir parçası hâline geldiğinden beri, bu teknolojilerin derin tesirlerini anlamak adına birçok kavram geliştiriliyor. Çeyrek asır önce, 21. yüzyıl başında Marc Prensky’nin kullanımı ile literatüre giren dijital göçmen ile dijital yerli1 de bu kavramlardan. Dijital âlemi referans alarak kuşakları kategorilere ayırma neticesinde ortaya çıkan bu kavramsallaştırma, dijital dünyadaki iki farklı ikamet tarzına ve teknoloji kullanım pratikleri değişiklik gösteren kuşaklara işaret ediyor.

Bu iki kategoride yer alan kesimin dijital âlemi deneyimleme biçimleri birbirinden hayli farklı. Geleneksel iletişim yöntemlerine aşina olup dijital teknolojilerle zaman içerisinde tanışan, dijital âleme nispeten sonradan dâhil olanlar dijital göçmenler. Hayatın akışına yeni dâhil olan teknolojileri yaşamlarının bir parçası kılma konusunda kimi zaman daha ihtiyatlı davranıyor onlar. Bu hızlı akışa bazen ayak uydurmaya çalışan bazen karşılaştıkları yenilikleri kabullenmekte zorlanan, bocalayabilen bir nesli tasvir ediyor dijital göçmenlik. Dijital göçmenler, her göçmen gibi yabancı hissettikleri bir dünyada zaman zaman rotasını bulmakta zorlanıyorlar. Onların teknolojiyle kurdukları ilişki, çoğunlukla uyum sağlama çabası üzerine şekilleniyor. Adapte olma süreci ve hızı, dijital göçmenden göçmene değişkenlik gösterse de göçmeni oldukları âlemdeki farklılaşan süreçleri anlamaya çalışıyor, oradaki dili öğrenmeye gayret ediyorlar.

Dijital yerlilere gelince bu kavram, dijital dünyaya doğan, teknolojinin dilini âdeta ana dilleri gibi konuşan bir kuşağı tasvir ediyor. Dijital göçmenlerin gelişim aşamalarına şahit oldukları teknolojilere doğuştan aşina olan dijital yerliler, sosyal medyayı, akıllı telefon gibi araçları, yapay zekâ uygulamalarını hayatın doğal ve sıradan unsurları olarak benimsiyorlar. Dijital göçmenlerin bir “kültür ürünü” addettiği teknoloji, dijital yerlilerin âdeta doğal kabul ettiği sınırların içerisine dâhil oluyor.

Dijital yerliler, dijital teknolojilerle dinamik bir etkileşime sahipler. Onlar, toplumsallaşma ihtiyaçlarını yeni gerçeklik zemininde gidermeye meyyal, iletişim biçimlerini ve öğrenme süreçlerini dijital teknolojilerden bağımsız kurgulamayan bir nesil. Dijital yerlilerin teknolojilerle etkileşimi ana dili edinme sürecine benzetiliyor. Nitekim tabirin orijinalindeki native sıfatının aynı zamanda ana dili nitelemek için kullanılıyor olması, kavramı literatüre teklif eden Prensky’nin bilinçli bir tercihi. Dijital yerliler, bilgiyi hızlı bir şekilde işleme ve çevrimiçi ağlarda etkileşim kurma becerilerini erken yaşlarda ediniyorlar.

Dijital göçmenlik ve dijital yerlilik, esasında teknolojinin yol açtığı birçok dönüşümü anlamamıza çerçeve sunan bir ayrım. Zira dijital dünyadaki ikamet tarzı, teknolojiyi kullanma pratiklerinin yanı sıra iletişim biçimlerini, düşünce kalıplarını, değerleri kazanma süreçlerini de etkiliyor. Göçmenlerle yerlilerin içerik üretim ve tüketim tarzları, sınırsız ve çeşitli içerikle karşılaştıkları dijital âlemdeki tutumları, tefekkür süreçleri de farklılaşıyor. Bu kategorizasyonun söz konusu süreçleri anlamlandırmada işlevsel olması, sahadaki birçok çalışmanın niçin bu kavramlar esas alınarak inşa edildiğini de açıklıyor.

Dijital göçmenler ile dijital yerliler arasındaki farkın giderek azaldığı bir dönemde, yüzyılın ilk çeyreği sonunda çoğumuz biraz “göçmen” biraz da “yerli”yiz. Öyle görünüyor ki yaşadığımız çağda yürüdüğümüz yolun bir kısmı gerçek bir kısmı dijital âlemde katedilecek. İnsan olmaya giden yolculuğun yalnızca dijital âlemde sürmediğini ve gerçekliğe tutunmak gerektiğini dijital göçmenler hatırlatacaklar. Dijital âlemde oluşan tecrübenin, mana ve değer dünyası dikkate alınmadığı müddetçe menzile giden istikameti bulmada yeterli bir kılavuz işlevi taşımayacağına dikkat çekecekler. Bununla birlikte dijital göçmenler, günümüz insanının deneyimini anlamada, çağın sorunlarına çözüm bulmada ve teklif sunmada dijital dünyaya referansta bulunmanın elzem hâle geldiğine ilişkin farkındalıkla dijital yerlilerin tecrübelerinden de yararlanacaklar. Hasılı, göçmenlerin bilgeliğinden, tecrübelerinden; zamanın ritmini yakalamaya çalışırken ise dijital yerlilerin dinamizminden beslenen yeni telifler deneyeceğiz.

Kaynakça

M. Prensky. “Digital Natives, Digital Imigrants.” On the Horizon 9(5), 2001, 1-6.