MODERN ÇAĞIN İNANÇ SORUNLARI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
“İnsanın varoluş gayesi, kendini ve âlemi bilmesi, yaratanını tanıması, eşyanın hikmetini ve hakikatini kavramasıdır. İnsan ancak bu gayesini gerçekleştirebildiği ölçüde mükemmel olabilir.”
“Hakikatin tek ölçüsü olarak kendisini gören insan, hayatındaki yegâne hâkim unsurun kendi akıl ve iradesi olduğuna inanmaya başlar.”
“İnsana, ahlaki anlamda yetkinleşmesi/kemale ermesi için özgür irade verilmiştir. Ayrıca insanın, iradesini doğru tercihlere yöneltebilmesi için akıl, vicdan ve fıtrat gibi sağlam imkân ve kabiliyetleri vardır.”
“Hayat ancak ölümle barışık olanlar için anlam kazanır.”
Ölümü hatırlamak değil midir insanı insan yapan, onu kötülüklerden alıkoyan, yanlış davranışlardan pişmanlık duymaya sevk eden? Son nefese kadar, kesin olarak kazanılmış ya da kaybedilmiş hiçbir şey yoktur bu âlemde.
“Varoluşunu anlamlandırmak isteyen insanoğlu için yaratıcısının kendisini sevdiğini hissetmesinden daha güzel bir psikoterapi olur mu?”
“Eskiler “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.” demişlerdir. İbadetten uzak duran insan gözden kaybolmuş veya Allah ile irtibatını zayıflatmış demektir.”
“Ve insan varlığın anlamını unuttuğu gibi unuttuğunu da unutmuştur, hızla akıp giden ve her şeye geç bırakan zaman içinde.”